Kamulaştırma Hukuku

Kamulaştırma Hukuku

Kamulaştırma, devletin özellikle belediyelerin kamu yararının gerektirdiği hallerde, özel mülkiyette bulunan taşınmazların bir kısmını yahut tamamını, taşınmaz sahininin rızası dışında satın almasıdır. Kamulaştırma işlemini yapan idare, kamulaştırmak istediği alanın bedelini peşin ödemek şartıyla taşınmaz mallarda hak sahibi olur. Peşin ödeme şartının tek istisnası vardır. O da Kamulaştırma Kanunu’nun 3. Maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: “…Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, bir gerçek veya özel hukuk tüzelkişisine ödenecek kamulaştırma bedelinin o yıl Genel Bütçe Kanununda gösterilen miktarı, nakden ve peşin olarak ödenir. Bu miktar, kamulaştırma bedelinin altıda birinden az olamaz. Bu miktarın üstünde olan kamulaştırma bedelleri, peşin ödeme miktarından az olmamak ve en fazla beş yıl içinde faiziyle birlikte ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanır…”
Kamulaştırma işleminin yapılması sırasında satın alma usulü esastır. Yani idare kamulaştırılacak olan alan için kamu yararı kararı alıp usuli prosedürleri tamamladıktan sonra kamulaştırmak istediği taşınmazın sahiplerini görüşmeye çağırarır ve belli bir bedel karşılığında bu taşınmazın kendisine satılmasını talep eder. Taşınmaz malikleri teklif edilen bedeli kabul etmez ise kamulaştırma satın alma usulü ile yapılamamış olurç Bu durumda idare, topladığı bilgi ve belgelerle birlikte, yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
KUZUMOĞLU & DAYIOĞLU Hukuk Bürosu idare tarafından açılan bu bedel tespit davalarında, davalı vekili olarak sayısız davaya taraf olmuştur. Uzmanlık alanlarımızdan başlıcalarından olan Kamulaştırma hukuku sadece bedel tespit davalarından da ibaret değildir. Çoğu zaman ortada alınmış bir kamu yararı kararı olmadan ve herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadan idare tarafından, kişilerin taşınmazlarına türlü yollarla sahip olunabilmektedir. Bu durum hukukumuzda “kamulaştırmasız el atma” olarak karşımıza çıkar. KUZUMOĞLU & DAYIOĞLU olarak bu tür davalardan kaynaklı kamulaştırma bedellerinin tahsili süreçlerinde de aktif rol almaktayız. Kamulaştırma davaları basit yargılama usulüne tabii davalardır ve görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Diğer davalara göre nispeten daha kısa süremektedir. Ortalama 1 sene içerisinde yerel mahkeme aşaması sonuçlanmaktadır. Ofisimizde vekillik görevi yaptığımız dava ve hukuki süreçlerden başlıcaları aşağıda belirtilmiştir:

  • Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davaları,  

  • Kamulaştırma işleminin iptali

  • Satın alma usulünde idare ile pazarlık süreçleri

  • Kamulaştırmasız el atma davaları

  • İdarenin irtifak hakkı kurmak süretiyle kamulaştırma yapması

  • İdarece kullanılmayan taşınmaz malın geri alınması/geri tescili